Sadâret Kethüdâsı, Osmanlı Devleti'nde Sadrazam'dan sonra gelen en önemli devlet görevlilerinden biriydi. "Sadaret Kaymakamı" veya "Paşa Kapısı Kethüdası" olarak da bilinirdi. Görevi, günümüzdeki başbakanlık müsteşarı ve içişleri bakanı gibi düşünülebilir.
Sadâret Kethüdâlığı müessesesi, 17. yüzyılın sonlarında, Köprülü Mehmet Paşa döneminde ortaya çıkmıştır. Devlet işlerinin yoğunlaşması ve Sadrazam'ın bütün işlere yetişememesi üzerine, onun adına işleri yürütecek, özellikle iç işlerinden sorumlu bir yardımcıya ihtiyaç duyulmuştur. Başlangıçta geçici bir görev olarak ortaya çıkan Sadâret Kethüdâlığı, zamanla daimi bir makam haline gelmiştir.
Sadâret Kethüdâsı'nın görevleri oldukça geniş ve çeşitliydi:
Sadâret Kethüdâlığına atanmak için belirli bir eğitim veya köken şartı aranmazdı. Ancak genellikle devlet tecrübesi olan, zeki, yetenekli ve güvenilir kişilerden seçilirdi. Özellikle Nişancı, Reis-ül Küttab gibi önemli görevlerde bulunmuş kişiler bu makama getirilirdi. Sadâret Kethüdâlığı, Sadrazam olmak için önemli bir basamaktı. Birçok Sadrazam bu görevden yükselerek bu makama gelmiştir.
Sadâret Kethüdâlığı, Osmanlı Devleti'nin merkezi yönetiminde önemli bir rol oynamıştır. İçişleri ve güvenlikle ilgili konularda yetkili olması, onu devletin en etkili figürlerinden biri haline getirmiştir. Özellikle Sadrazam'ın uzun süren seferlerde bulunması durumunda, devleti fiilen yöneten kişi olmuştur.
Tanzimat Fermanı ile birlikte Osmanlı Devleti'nde yapılan reformlar sonucunda, Sadâret Kethüdâlığı'nın görev ve yetkileri de değişime uğramıştır. Modernleşme sürecinde, bu makamın yerini, günümüzdeki İçişleri Bakanlığı'na benzer bir yapı almıştır. Sadâret Kethüdâlığı müessesesi, II. Mahmut dönemindeki reformlarla önemini kaybetmeye başlamış ve zamanla ortadan kalkmıştır. Yerine, modern anlamda içişleri bakanlıkları kurulmuştur.